Bir Devlet Adamı Olarak Fâik Âli Ozansoy
Abstract
Tanzimat’tan sonra gelişen Türk
edebiyatı, yapısı itibarıyla disiplinler arası
çalışmalar yapmayı mecburi kılan bir alandır.
Bu dönemdeki sanatkârların aynı zamanda
devlet adamı olması, edebiyat ile yönetim
bilimi arasındaki etkileşimin incelenmesini
gerektirir. Bu bağlamda Fâik Âli Ozansoy,
önemli bir figür olarak karşımıza çıkar. Fâik
Âli Ozansoy, sanat hayatında olduğu gibi
yöneticilik hayatında da ulviliklerin ve ütopik
dünyaların peşindedir. Dil ve sanat
konusunda muhafazakâr olduğu gibi
kanunların tatbiki ve devletin bekası gibi
konularda da muhafazakâr ve tavizsizdir.
Hâlbuki Fâik Âli Bey’in yaşadığı dönem,
böyle bir devlet adamı için oldukça
acımasızdır. Fâik Âli Bey, yöneticilik hayatı
boyunca, herhangi bir şahsa, zümreye ve
partiye mensup olmak yerine kanunlara ve
vicdanına bağlı olduğu için çoğu zaman yerel
ve merkezî güçlerle karşı karşıya kalmıştır.
Bu da -zamanla- Fâik Âli Bey’in edebî
hayatında olduğu gibi özel hayatında da
yalnızlaşmasına ve unutulmasına sebep
olmuştur. Bu çalışma, ilkeli ve duygusal bir
şairin, nasıl bir devlet adamı olduğunu
göstermesi açısından önemlidir.
URI
http://hdl.handle.net/20.500.12627/107701http://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/1923861944_7.pdf
Collections
- Makale [92796]