Yüzüklerin Efendisi: Kehanetler ve Yarı Gerçeklik

Abstract

Tolkien fantastiğin, bilimsel gerçekliği görmezden gelmediğini, aksine ampirik gerçeği daha iyi anlamanın bir yolu olduğunu savunur. Tıpki fantastik gibi, Yüzüklerin Efendisi’ndeki kehanetler de ancak keskin ve net bir mantıkla doğru anlaşılabilir. Kehanetler, gelecekte olacakların yalnızca bir kısmını yansıtarak, yarı gerçeklikleriyle zaman zaman şaşırtıcı ve hatta yanlış yönlendirici olabilseler dahi kehanetlerin gizli tuttuğu gerçekleri göz önünde bulunduracak ve onları doğru algılayacak mantık ve öngörünün yanısıra tüm olasılıkları değerlendirebilecek hayal gücüne sahip olanların işine yararlar. Kehanetlerin verdiği bilgi, beraberinde güç, başarı ve özgürlük getirebilir fakat sundukları gerçeklik bütünlükten yoksun olup geleceğin yalnızca küçük bir kesitini gösterdiği için geleceği tüm gerçekliğiyle yansıtmaları mümkün değildir. Galadriel’in Aynası, palantírler, eski kehanetler, Faramir ve Boromir’in rüyası ve beril taşı gibi küçük işaretler gerçeğin yalnızca bir bölümünü göstererek gerçeğin bütünlüğünü bozsalar dahi mantığını kullanarak onları doğru yorumlayanların gerçekleri daha iyi anlamalarını sağlarlar.