Yeni Keynesgil Mönü Maliyetleri Modeli ve Eksik İstihdam Dengesi (New Keynesian Menu Cost Models and Keynesian Unemployment Equilibrium)
Özet
‘70’li yıllardaki stagflasyon ortamında Keynesgil Sistem akademik çevrelerde gözden düşmüş, Monetarizm ve özellikle Yeni Klasik Okul yaygınlaşmıştı. ‘80’li yıllarda uygulama alanına geçirilen Monetarizm ve Yeni Klasik Okul’dan olumlu sonuç alınamamış, tersine işsizlik artmıştı. Bu nedenle ‘80’li yıllarda akademik çevrelerde Yeni Keynesgil İktisat yaygınlaşmaya başlamıştır.
Yeni Klasik iktisatçıların Keynesgil Sistem’i makroekonomik temellerden yoksun ve tam rekabet şartları varsayımı altında otomatik tam istihdam dengesi veren geleneksel mikroekonomik analiz ile tutarsız olduğu için eleştirmişlerdi.
Bu eleştirileri karşılamaya çalışan Yeni Keynesgil iktisatçılar Keynesgil talep yetersizliğinden doğan işsizliği mikroekonomik temellere oturtmaya çalışmışlar fakat geleneksel mikroekonomik analizi geçersiz kabul ederek eksik rekabet şartları ve aynı zamanda piyasalar arası eşgüdüm eksikliğine bağlamışlardır. Bu şartlar altında ve tüm ekonomik karar birimleri için Yeni Klasiklerin ileri sürdüğü rasyonel beklentiler hipotezini, yani işçiler de dahil herkesin ileri dönemlerde fiyat artışlarını doğru tahmin edecekleri, bunun için yeterli bilgiye sahip olabileceklerini kabul etsek bile ekonomi kısa dönemlerde Keynesgil talep yetersizliğinden doğan gayrı iradi işsizlik verebilecektir; bunu da Keynesgil para ve/veya maliye politikalarıyla giderebiliriz. Ekonominin uzun dönemde kendiliğinden tam istihdam, daha doğrusu, doğal işsizlik oranı noktasına yönelmesi ayrıdır.
Yeni Keynesgil iktisatçılar ERŞ altında ekonominin kısa dönemde Keynesgil talep yetersizliği vermesini çok sayıda çeşitli modellerle göstermişlerdir. Ortaya atılan bu modeller arasında en çok adı geçen modellerden biri de “Mönü Maliyetleri Modeli”dir. Bu model Mankiw ve aynı zamanda Akerlof ve Yellen tarafından ortaya atılmış ve birçok Yeni Keynesgil iktisatçı tarafından geliştirilmiştir.
Modele göre, ERŞ altında ve negatif eğimli bir talep eğrisi ile karşı karşıya olan bir firma, talepteki herhangi bir küçük daralma karşısında mutlaka hemen fiyatları düşürmez. Çünkü fiyatları değiştirmenin, bu değişimi müşterilere bildirmenin de bir maliyeti vardır: Mönü maliyeti. Bu durumda fiyatları düşürerek üretim ve istihdamın azalmasını önlemek yoluyla elde edilecek kâr mönü maliyetlerinden az ise firma fiyatları sabit tutar, üretim ve istihdam düzeyini düşürür. Böylece de kısa dönem için Keynesgil talep yetersizliğinden doğan işsizlik başgöstermiş olur. Yalnızca bu durum hem kısmî analiz ve şekiller yardımıyla hem de genel denge yaklaşımı ile gösterilmektedir.
Yazımızın sonunda Mönü Maliyetleri Modeli bir eleştiriye tabi tutulmaktadır ve şu sonuca varılmaktadır. Gerçi mönü maliyetleri bir ölçüde geçerlidir fakat, model fiyatları sabit tutmanın yol açacağı kâr kaybının bir dönem değil, uzun süreli olduğunu, üretim düzeyini düşürmenin de sabit sabit maliyetler getireceğini ihmal etmektedir. Bu durumda “Mönü Maliyetleri Modeli”nin geçerliliği sınırlıdır ve ekonomilerde rastlanan büyük işsizlikleri, depresyonları yalnızca “Mönü Maliyetleri Modeli” ile açıklamak olanaksızdır.
Bağlantı
http://hdl.handle.net/20.500.12627/47605https://avesis.istanbul.edu.tr/api/publication/41462af3-20ec-48ad-83aa-08d9f59418f7/file
Koleksiyonlar
- Makale [2276]