Porto şarabı lekesi ve konjenital okülomotor felci olan bir olguda tanı ve tedavi yaklaşımımız. Bir atipik Sturge-Weber sendromu?
Özet
EP-451 | Porto şarabı lekesi ve konjenital okülomotor felci olan bir olguda
tanı ve tedavi yaklaşımımız. Bir atipik Sturge-Weber sendromu?Büşra Karadağ, Kemal Turgay Özbilen
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı
GİRİŞ VE AMAÇ:
Doğuştan yüzünün sağ yarısında Porto şarabı lekesi(PŞ-L) ve aynı tarafta
komplet 3.KS felci olan olguda olası Sturge-Weber sendromu(SWS) açısından
araştırma ve tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi
YÖNTEM: Olgu sunumu
BULGULAR: Sağ gözünü hiç açamama nedeniyle başvurulan 14 günlük kız hasta,
özgeçmişinde özellik saptanmadı.Yüzünün sağında göz kapağı ve alt forniksi
tutan PŞ-L, komplet ptozis ve >70 ekzotropya(XT) ve 30∆D hipotropya(HoT)
izlendi,göz hareketleri dışa bakış hariç her yöne tam kısıtlıydı,pupil
middilate ve ışık refleksi alınamadı.Etkilen gözüyle fiksasyon ve ışık-obje
takibi yapamıyordu. Olası SWS ve 3.KS felci ön tanısıyla narkozlu muayenesi,
çocuk nörolojisi ve genetik konsültasyonu yapıldı. GİB bilateral 16 mmHg
ölçüldü, kornea çapları bilateral 11 mm idi, ön seğment, açı ve fundus
muayenesi doğaldı, refraksiyon sağ +4/+4, sol +3/+3 olarak ölçüldü.Kranial
görüntülemenin normal, başkaca nörolojik defisit olmadığı, mevcut genetik
testlerin SWS için negatif olduğu bildirildi. Derin ambliopi gelişimini
engellemek amacıyla 7.ayında, Lateral Rektusa(LR) 11mm geriletme ve 10ün. BtX,
inferior rektusa(İR) 5 ün. BtX ve medial rektusa(MR) 8 mm rezeksiyon,MR ve
LR’ye yukarı transpozisyon uygulandı.Sonraki tedavileri;8.ayda pupilla açılacak
kadar frontale askılma, 14.ayda 35 ∆D XT ve 25 ∆D HoT devam etmesi üzerine; LR
10ün. BtX, kontrakte İR desinseriyonu ve MR insersiyonunun ethibont ile orbita
medialine sabitlenmesi ve frontal askının sıkılaştırılması revizyonları
yapıldı. 23.ayda son muayenesinde sağda pupilla açık, kapak aralığı sağ 7 mm
iken solda 10.5 mm idi, Bell fenomeni yoktu ancak lagoftalmi ve eksposure
keratopati izlenmedi, sola yatık baş ve çene yukarı baş pozisyonu, Pp sağ 30∆D
Xt ve 10∆D HoT, dışa -2, diğer yönlere -4/-5 hareket kısıtlılığı mevcuttu.
TARTIŞMA VE SONUÇ: SWS veya PŞ-L ile konjenital 3.KS felci literatürde daha
önce tanımlanmamıştır, bu açıdan bir ilk olabilir.Konjenital 3.KS felcinin ağır
ambliyopiye yola açacağı ve tedavisinin çok güç olduğu akılda tutulmalıdır.
GİRİŞ-AMAÇ
Sturge-Weber Sendromu (SWS); 50.000 doğumda 1 ve
sıklıkla sporadik görülen, trigeminal sinirin oftalmik ve maksiller
dallarının trasesine uyumlu yüzde tek taraflı Nevus Flammeus veya porto
şarabı lekesi (PŞ-L), tutulan tarafta hiperplazi, gingival hipertrofi,
leptomenengial anjiomlar, epilepsi, mental retardasyon, lezyonun karşı
tarafında hemiparezi saptanabilen bir sendromdur. Aynı taraf gözde yüksek
episkleral venöz basınca bağlı glokom ve ona bağlı komplikasyonlar, nadiren
iriste heterokromi ve katarakt, lokalize konjunktival hemanajiom, koroid
pleksusda hemanjiom (%20-70 sıklıkta, domates ketçabı bulgusu), dilate
retinal damarlar ve optik disk kolobomu da bildirilen göz
bulgularıdır.1,2,3,4 Doğuştan yüzünün sağ yarısında Porto şarabı lekesi ve
aynı tarafta komplet 3. kraniyel sinir (KS) felci olan olguda olası SWS
açısından araştırma ve tedavi sonuçlarını bildirmeyi amaçladık
Olgu Sunumu
Sağ gözünü hiç açamama nedeniyle tarafımıza
başvuran 14 günlük kız hastanın özgeçmişinde özellik saptanmadı. Yüzünün sağ
tarafında göz kapağı ve alt forniksi tutan PŞ-L, komplet ptozis ve >70
ekzotropya (XT) ve 30∆D hipotropya (HoT) izlendi, göz hareketleri dışa bakış
hariç her yöne tam kısıtlıydı, pupil middilate ve ışık refleksi alınmıyordu.
Etkilen gözüyle fiksasyon ve ışık-obje takibi yapamıyordu. Olası
Suturge-Weber Sendromu ve 3.(KS) felci ön tanısıyla, çocuk nörolojisi ve
genetik konsültasyonu istendi ve narkoz altında muayenesi yapıldı
BULGULAR
Muayenesinde göz içi basıncı bilateral 16 mm Hg
ölçüldü, kornea çapları bilateral 11 mm idi, ön segment, açı ve fundus
muayenesi doğaldı, fundusta domates ketçabı görüntüsü yoktu. Refraksiyonu
skiaskopi ile sağ +4/+4, sol +3/+3 olarak ölçüldü. Konsültasyonu sonucu:
Kraniyel MR tetkikinin normal olduğu, 3. KS felci dışında başkaca nörolojik
defisit olmadığı, mevcut genetik testlerin SWS için negatif olduğu
bildirildi. Derin ambliopi gelişimini engellemek amacıyla olgu 7 aylıkken,
lateral rektusa (LR) 11mm geriletme ve 10 ünite (ün) Botilinium Toksini
(BtX), inferior rektusa (İR) 5 ün BtX ve medial rektusa (MR) 8 mm rezeksiyon,
MR ve LR’ye tam tendon boyu yukarı transpozisyon uygulandı. Sonraki
tedavileri; 8 aylıkken pupilla açılacak kadarsilikon askı materyali
kullanılarak frontale askılama ile ptozis cerrahisi, 14 aylıkken primer
pozisyondaki (pp) 35 ∆D XT ve 25 ∆D HoT devam etmesi üzerine; LR 10ün BtX,
kontrakte İR desinseriyonu ve MR insersiyonunun 5.0 ethibont sütür ile orbita
medialine sabitlenmesi ve frontal askının sıkılaştırılması revizyonları
yapıldı. Cerrailer sırasında basit kontrol edilebilir kanama dışında ciddi
komplikasyon izlenmedi. 23 aylıkken son muayenesinde sağda pupilla
açıklığının sağlandığı, kapak aralığının sağda 7 mm iken solda 10.5 mm olduğu
görüldü, Bell fenomeni yoktu ancak lagoftalmi ve açıkta kalma keratopatisi
izlenmedi, sola yatık baş ve çene yukarı baş pozisyonu ile gözlerini paralel
tutabiliyordu ancak; Pp sağ 30∆D Xt ve 10∆D HoT, dışa -2, diğer yönlere -4/-5
hareket kısıtlılığı mevcuttu.
preop-perop
preop-perop
Koleksiyonlar
- Bildiri [64839]