Kötülük Üzerine Felsefi Mülahazalar
Özet
Hiç kuşkusuz, kötü diye bir şey var ve biz bunu her gün görebilir, gözlemleyebilir hatta tecrübe de edebiliriz. Gözyaşının olduğu, kanın döküldüğü, çocukların acı çektiği veya acımasız bir biçimde öldürüldüğü bir dünyada kötü yok demek mümkün değil. Dolayısıyla kötüyü görmezden gelmek hatta yıkıcı sonuçlarını hayra yormak aşırı iyimserlik olacaktır. Ancak temel sorun kötünün varlığını kabul etmek veya onu görebildiğimiz kadarıyla betimlemek olmasa gerek. Temel sorun doğasının ne olduğu ve bizim bunu nasıl ifade edebileceğimizdir.Çok şaşırtıcı olmakla birlikte kötünün kendi başına bir varlığının olmadığını söylemek durumundayız. Buradaki kendi başınalık, mutlaklık anlamındadır. Yani kötünün bağımsız ve kendinde bir güç olmadığıdır. Nitekim bizlere ürkütücü gelen karanlığın aslında bir mum ışığıyla dağıldığını biliyoruz. Karanlık kendinde bir varlık yani mutlak olsaydı, ışığın ona etki etmemesi ve etrafı aydınlatmaması gerekirdi. Yine bizi oldukça üzen ölüm hadiselerinin de aslında kendi başına bir değer taşımadığı, sadece yanan bir mumun sönmesi gibi, yaşamın sona ermesi olduğunu gayet iyi bilmekteyiz. Yine içimizdeki korkuların da aslında, bir şeyleri yitirmek kaygısından başka bir şey olmadığı açıktır. Buradan hareketle kötülüğün kendi başına bir tanımının olmadığı apaçıktır. İnsanların kötü olarak düşledikleri, belki de korktukları konu aslında insanların Tanrı’dan uzak kalmak veya onun sevgisinden yoksunluk hissidir. Tanrı inancının olduğu yerde tıpkı karanlığın ışıktan dağılması gibi, korkunun da ortadan kaybolduğu çok açıktır. Sevgisizlik de aslında kendi başına var olan bir hususiyet değildir. Belki de çok erken yaşlarda anne şefkatinden mahrum kalmak, dahası anneyi yitirmektir. Kendi başına bir değeri bulunmamaktadır. Hep bir şeylerin eksikliği söz konusudur...
Bağlantı
http://hdl.handle.net/20.500.12627/177971http://www.feyzdergisi.com/icerik/2862/kotuluk-uzerine-felsefi-mulahazalar-prof-dr-aydin-topaloglu.html
Koleksiyonlar
- Makale [92796]