Olağanüstü Dönemlerin Sosyal Politikası Üzerine İslam İktisadı Perspektifinden Bir Çerçeve
Özet
İslam’da refahın sağlanmasında devletin garantör rolü bulunmaktadır. Bu rol, zaruriyyât, haciyyât ve tahsiniyyât/tezyînât olmak üzere üçlü hiyerarşik sistem üzere işlemektedir. Hiyerarşinin birinci mertebesi olan zaruriyyâtta, beş temel unsurun/hedefin (makâsıdü’ş-şer’ia) korunmasına dayalı bir zorunluluk söz konusudur. Bunlar dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunmalarıdır. Bunların korunması, devlet tarafından asgari garanti altındadır, çünkü bunlar her bir insanın asgari zorunlu ihtiyaçlarıdır. Öte yandan, olağanüstü dönemler, sonuçları itibariyle kayıplar veya bozulmalar/sapmalar ile muhatap olmak demektir. Kayıplar veya bozulmalar, kişinin din yönü ile de ilgili olabilmektedir, bizzat kişinin veya yakınlarının can kaybı anlamına da gelebilmektedir, kişinin akıl melekelerinde sorunların oluşması ile karşı karşıya kalınabilmektedir, neslin zayiatı mümkün olabilmektedir ve ciddi mal/gelir kaybı ortaya çıkabilmektedir. Bu yönleriyle olağanüstü dönemler, İslam’ın zaruriyyât mertebesinde olan dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunmaları ile zemin olarak örtüşmektedir. Bu örtüşmeden yola çıkarak, bu çalışmada, olağanüstü dönemlerden biri olan KOVID-19 üzerinden Türkiye ölçeğinde sosyal politika alanını dikkate alarak bir çerçeve çizmeye çalışacağız. Sosyal politikanın interdisipliner yönü nedeniyle de çizilecek olan çerçeve sadece sosyal politikanın doğrudan aktörü olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile sınırlı kalmayacak, çerçeveye KOVID-19’un kayıplar ve bozulmalar doğuran sonuçları ile ilgili diğer aktörleri de dâhil edilecektir. Çıkarılacak çerçeve, KOVID-19 sonrası sadece Türkiye’de kamu özelindeki uygulamalar üzerinden olacaktır.
Koleksiyonlar
- Bildiri [64839]