Coğrafya, Tarih ve Uluslarararası Hukuk Boyutlarıyla Küresel ve Bölgesel Denklemde Ege ve Doğu Akdeniz
Özet
Uluslararası alanda çözüme kavuşturulamayan teritoryal sorunlar geçen zaman içindesadece kalıplaşmış yargıları ve hasmane tutumları keskinleştirmemekte aynı zamanda yeniaktörlerin, yeni meselelerin de mevcut sorunlara eklemlenmesi sonucunda çok daha karmaşıkbir nitelik de kazanmaktadır. Günümüzde Doğu Akdeniz’de gerçekleştirilen doğalgaz aramafaaliyetleri Yunanistan’ın yayılmacı niyet ve eylemlerine yeni bir mücadele alanı kazandırmış,iki ülke arasında var olan teritoryal sorunlara yeni bir boyut eklemiş olup başka aktörlerin dekonuya dâhil olmasıyla sadece Türk-Yunan ilişkileri çerçevesinde değerlendirilemeyecek birgörüntüye kavuşmuştur. Dikkat edilirse, Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı politika veeylemlerinin arkasındaki en önemli unsur yayılmacılıktır. Kendisini mağdur edilmiş bir ülkeolarak gören Yunanistan kendi yayılmacı niyetlerinin önünü kestiği ölçüde Türkiye’nin sahipolduğu güç unsurlarını tehdide eşitlemekte ve uluslararası alanda Türkiye karşıtı ortaklıklarkurma çabası içine girmektedir.Bugün Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırları konusunda Türkiye ileYunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasındaki anlaşmazlık Yunanistan’ın20 yılı aşkın bir süre önce başlattığı birlikte hareket edebileceği bir ülke arayışına farklı birçerçeve kazandırmıştır. Yunanistan’ın bu çabalarının Türkiye karşıtı bir oluşuma dönüşmesinimümkün kılan ise Türkiye’nin başta İsrail ve Mısır olmak üzere bölgede bozulan ilişkileridir.Ege Sorunlarıyla Kıbrıs meselesinin birbirinden ayrı ele alınamayacağını savunan buçalışma Yunanistan’ın söz konusu ortaklıkları gerçekleştirme imkânının Soğuk Savaşsonrasında uluslararası sistemin değişen karakterinden ne şekilde etkilendiğini sorgulayarakbaşlamaktadır. Çalışmada 2000’li yıllarda Doğu Akdeniz’de hidrokarbon rezervlerininbulunması sonrasında görünürlüğe kavuşan ve stratejik boyutları giderek önem kazanan buortaklıkların aslında Yunanistan’ın Soğuk Savaş sonrasında Türkiye’nin yükselen gücünüdengelemek için giriştiği geniş kapsamlı, esnek ve çok yönlü arayışlarının bir sonucu olduğuortaya konmaktadır. Türkiye karşıtı koalisyonun ortak bir düşman karşısında sıkı bağlarlakenetlenmiş bir oluşum olmadığı üzerinde duran çalışma Türkiye’nin bu ortaklığı bozmakapasitesine sahip olduğunu ileri sürmektedir. Ayrıca makalede söz konusu mücadelenin1990’lardan en önemli farkının Doğu Akdeniz’in ABD ve Rusya Federasyonu arasındagiderek keskinleşen bir rekabet alanı haline gelmesi olduğunun altı çizilmekte ve bu nedenlede Türkiye’nin çok denklemli bu meseleye sadece enerji kaynaklarının paylaşımı noktasındanyaklaşmaması, konuyu büyük güçler mücadelesinin gölgesi altındaki akışkan ittifak ve karşıittifak oluşumları perspektifinden değerlendirmesi gerektiği belirtilmektedir.Anahtar Kelimeler: Türk-Yunan, Akışkan İttifaklar, Ege, Doğu Akdeniz, Kıbrıs
Koleksiyonlar
- Kitapta Bölüm [13988]