Sahn-ı Semân’dan Dârülfü̈nûn’a Osmanlı’da İlim ve Fikir Dünyası XIX. Yüzyıl
Özet
XIX. yüzyılın ilk yarısında Trabluşşam’da doğan, daha sonra eğitimini tamamlamak üzere Ezher’e giden Hüseyin el-Cisr, kelâmcıkişiliğinin yanı sıra eğitim ve tasavvuf alanındaki faaliyetleri ile de bilinmektedir. Eğitim alanında, kurmuş olduğu el-Medresetü’l-Vataniyye ve el-Medresetü’r-Recebiyye; tasavvuf alanında amcasından devraldığı Halvetiyye tarikatı şeyhliği bu hususlarıteyit etmektedir. Ailesinin Osmanlı yanlısı duruşunu devam ettiren Hüseyin elCisr çeşitli vesilelerle İstanbul’da bulunmuş, bir süre Sultan II. Abdülhamid tarafından saray hocalığına tayin edilmiştir.Hüseyin el-Cisr batının, tabii ilimler bakımından üstün ve materyalizm başta olmak üzere bazı din dışı akımların etkili olduğubir dönemde yaşamıştır. Bu akımların İslâm dünyasında yayılması sebebiyle oluşan meydan okumalara odönemde Mısır modernistlerinin cevap vermeye çalıştıkları bilinmektedir. Hüseyin el-Cisr ise onlardan farklı olarak bunu geleneksel-muhafazakârçizgide yapmaya çalışmıştır. Onun bu tavrını Muhammed Abduh “pasif” bir durum olarak nitelendirirken, talebesi Reşit Rıza ise tasavvufçu kimliğinden dolayı Cisr’i eleştirmiştir. Bunun yanında Cemâleddin el-Efgânî, onun kelâmcı duruşundan sitâyişle bahsetmiş ve onu “zamanının Eş‘arî’si olarak nitelemiştir.el-Cisr’in kelâmî konuları ele aldığı iki önemli eseri er-Risâletü’l-Hamîdiyye ve el-Husûnu’l-Hâmidiyye mütalaa edildiğinde bu iki eserde el-Cisr, yukarıda belirtilen meydan okumalara karşı geleneksel kelâm çizgisini korumaya, güçlendirmeye hattabazı yerlerde klasik kelâmda yer alan bazı bilgileri güncellemeye çalışmıştır.Anahtar Kelimeler: Hüseyin el-Cisr, Trablusşam, Medrese, Pozivitizm, Materyalizm
Koleksiyonlar
- Kitapta Bölüm [13988]